top of page

KASAD Heidelberg

Türkiye’yi konuk etti

KASAD Yönetim Kurulu Başkanı Alican Duran;
“Hızlı aksiyon alma ve krizi yönetme becerimiz en büyük avantajımız olacak”

KASAD Yönetim Kurulu Başkanı Alican Duran;

“Hızlı aksiyon alma ve krizi yönetme becerimiz en büyük avantajımız olacak”

Yılın Son toplantısında KASAD Heidelberg

Türkiye’yi konuk etti

Türkiye karton ambalaj sektörünün dünyada rekabet gücünü daha ileriye

taşıma vizyonuyla hareket eden KASAD, 2022 yılının son tanıtım toplantısını

Heidelberg Türkiye ile çoşkulu bir şekilde tamamladı. Sektörün tüm

bileşenlerinin bir araya geldiği ve 2022 yılının değerlendirildiği toplantıda

KASAD Başkanı Alican Duran, tüm dünyada resesyon yaşandığını ve

enflasyonist baskının artığını belirterek, “Tüm sektörler gibi biz de ekonomik

durgunluktan etkileniyoruz. 2023’ün ilk çeyreğine kadar da bu durumun devam

edeceğini öngörüyoruz. Ancak ülke olarak hızlı aksiyon alma ve krizi yönetme

becerimiz bu dönemde en büyük avantajımız” dedi.

Karton ambalaj sanayisindeki üreticileri ulusal ve uluslararası arenada temsil eden,

sektörün gelişmesi için sürekli olarak çalışmalar yapan Karton Ambalaj Sanayicileri

Derneği (KASAD), aralık ayı üye tanıtım toplantısını gerçekleştirdi. Karton ambalaj

sektörünün 2022 değerlendirilmesinin yapıldığı toplantının ilk bölümünde Heidelberg

Türkiye Genel Müdürü Selkut Engin, Heidelberg’in ürün portföyü ve yeni teknolojik

gelişmeler üzerine bir sunum yaparken toplantının ikinci bölümünde de Prof. Dr.

Özgür Demirtaş ekonomi üzerine bir sunum gerçekleştirdi.

“Geçen yılın rakamlarını geride bıraktık”

Yılın son tanıtım toplantısında 2022 yılı üzerine değerlendirmelerde bulunan KASAD

Başkanı Alican Duran, dünyada bir resesyon yaşandığını ve enflasyonist baskının

artığını söyledi. Bu durumun 2023 yılının ilk çeyrek sonuna kadar devam

edebileceğini belirten Duran, “Pandemi etkilerini kaybediyor diye sevinmeye

başlarken önce yılın ilk aylarında Rusya-Ukrayna gerilimi ile sonrasında ise dünya

çapında bir enerji krizi ve resesyon endişesi ile karşılaştık. Yaşanan gelişmeler

elbette global piyasayı, üretim ve ihracat süreçlerini de etkiledi. Bizler geçmiş

yıllardan edindiğimiz tecrübelerimiz sayesinde üreticilerimizle birlikte hızlı aksiyon

alarak büyük kayıpların önüne geçtik. Sektörümüz kararlı ve istikrarlı büyümesiyle

Türkiye ekonomisine katkı sunmaya devam ediyor. Yanı sıra yapılan yeni yatırımlarla

birlikte sektörün üretim kapasitesi artıyor. İhracatta geçtiğimiz yılın rakamlarını geride

bıraktık. Gelecek yıl hedeflerimizi belirledik ve üreticilerimizle birlikte bir yandan yeni

pazarlara açılacak bir yandan da mevcut pazarlarımızda payımızı artıracağız.

Sürdürülebilir üretim anlayışımız sayesinde hem ürünlerimizin birim fiyatları giderek

artıyor hem de birçok ülke Türk ürünlerine giderek daha fazla ilgi duyuyor.

Cumhuriyetimizin 100. yılında da ülkemizi en iyi şekilde temsil ederek çalışmalarımızı

sürdüreceğiz” dedi.

Dünya liderinden yeni teknolojiler

Üyelerin ve sektör temsilcilerinin katıldığı toplantının ilk bölümünde basım sektörüne

yönelik ekipman, sarf malzeme, yazılım, teknik servis ve yedek parça hizmetleri

veren Heidelberg Türkiye tanıtıldı. Sektöründe dünya lideri Heidelberg

Druckmaschinen AG'nin Kasım 2001 yılından bu yana Türkiye faaliyetlerini yürüten

Heidelberg Türkiye, ürün portföyündeki yeni teknolojik gelişmeler üzerine bir sunum

gerçekleştirdi. Yüzde 100 Alman sermayesi ile faaliyetlerini İstanbul, Ankara ve

İzmir’de sürdüren ve tam kapsamlı sarf malzeme ürün portföyü ile tek kaynaktan tüm

ambalaj sektörüne hizmet veren şirketin tanıtımını ise;

Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Selkut Engin ve ekip arkadaşları Servis Müdürü

Siyami Selim, Sarf Malzeme Satış Müdürü Furkan Karagöz ve Ürün ve Satış

Müdürleri Arda İçyüz ve Kutay Ercan gerçekleştirdi. Toplantının ikinci bölümünde de

Sabancı Üniversitesi Finans Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş dünya

ve Türkiye ekonomisi üzerine bir sunum yaptı.

Toplantıya katılan Kasad üyelerine Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Selkut Engin

bey Değerli misafirler hoş geldiniz diyerek başlıyor.

Öncelikle, bizlere sizlerle bir araya gelip yeni ürün ve hizmetlerimizi anlatma fırsatı tanıyan

Kasad yönetimine teşekkür ederiz. En son bu salonda 2019 yılı Aralık ayında Ali Poyrazoğlu’

nun da iştiraki ile bir araya gelmiştik.  2021 yılı aralık ayında yine Kasad üyeleri ile Heidelberg demo merkezimizde canlı demolar gerçekleştirmiştir. Bu yıl yine Aralık ayında, yeni bir sunumla karsınızdayız. sunumumuzun ilk bölümünde benim moderatörlüğümde  uzman arkadaşlarımızla birlikte ürün ve hizmetlerimiz ile soru cevap şeklinde bir sunum yapacağım. Sunumun sonunda sorularınız olursa cevaplandırmaya çalışacağız. Sunumun ikinci

bölümünde ise değerli hocamız sayın Prof. Dr. Özgür Demirtaş bir sunum gerçekleştirecek.

Sizlere ürün müdürlerimizi tanıtmak istiyorum ; Kutay Ercan, Baskı makineleri ürün ve satış

müdürü, Arda İçyüz Heidelberg prinect yazılım ürün ve satış müdürü, Furkan Karagöz sarf

malzeme ürünleri ürün ve satış müdürü ve Siyami Selim Yönetim kurulu üyemiz ve servis

müdürü Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Selkut Engin ve Heidelberg Türkiye Baskı

makineleri ürün ve satış müdürü Kutay Ercan soru cevap bölümü,

Selkut Engin: Kutay bey, sunumumuza Ofset Baskı makineleri ile başlayalım. Bizlere

Heidelberg’in Ofset baskı makineleri tarafında piyasaya sunduğu yenilikler hakkında neler anlatmak istersin?

Kutay Ercan; Heidelberg son iki yıl içerisinde pazara iki farklı platformda makine sundu.

Birincisi yeni teknolojiler ile güncellenmiş CX 104, diğeri ise ticari matbaalara çözüm olarak

sunulan SX 102’dir. Konuklarımızın genel dağılımı ambalaj olduğu için CX 104’ten daha

detaylı bahsetmek istiyorum. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki CX 104 ihtiyaca göre

konfigüre edilebilen bir makinedir. Hem ambalaj, hem ticari hem de IML etiket’e hitap eden

çok esnek bir makinedir. CX 104 platform olarak yenilendi ve XL 106’daki bir çok özellik CX

104 makineye taşındı. Bunlardan birincisi, yeni lak ünitesi. Ambalajda iş geçiş sürecinin en

zaman alan kısımlardan birisi  lak blanketinin değiştirilmesidir. Heidelberg bu konuda XL 106

makinenin teknolojisini CX 104’e entegre ederek, lak blanketinin değişim süresini oldukça

kısalttı. Bunların haricinde bu makinemizin giriş ve çıkışı, kumanda masası ve asistan

yazılımların tamamı  XL 106 ile aynı. Ayrıca hızlı ve daha az fire ile işten işe geçiş yapmanızı

sağlayan Inpress Control inline spektrofotometrik renk ölçüm sistemi aynı makinemizde

mevcuttur. Bugün geldiğimiz noktada son 1.5 yıl içerisinde CX 104 makineden tüm dünyada

2.500 ünitenin üzerinde makine satıldı. Türkiye’de satılan ünite sayısı ise 28

Selkut Engin: Peki Kutay bey , bilindiği üzere enerji maliyetleri ciddi artış gösterdi.

Hepimizin ortak sorunu enerji. Heidelberg’in enerji verimliliği ile ilgili bir çalışması var

mıdır?

Kutay Ercan; Öncelikle enerji verimliliği kavramını biraz daha açmak istiyorum

Bir otomobilin enerji verimliliğini 100 km’de tükettiği yakıt ile ölçüyorsak, ofset baskı

makinesinin enerji verimliliği de 1.000 tabakayı üretmek için harcadığı kWh saat ile ölçeriz.

Bir baskı makinesinin baskı hızı arttıkça anlık olarak çektiği enerji miktarı da buna paralel

olarak artar. Fakat artan baskı hızı üretim hızını da artıracağından dolayı 1.000 tabaka daha

kısa sürede üretilir. Böylelikle tabaka başına ihtiyaç duyulan enerji maliyetini de düşürmüş

oluruz. Heidelberg baskı makineleri tartışmasız piyasanın en yüksek ortalama baskı hızına

sahip  olduğundan dolayı enerji verimliliği de en yüksek makinelerdir. VDMA verileri de bu

konuda referanstır

Selkut Engin: Bu demek oluyor ki, makineyi yüksek sürat ile çalıştırmak birim tabaka başına

düşen enerji maliyetini düşürüyor. Bu da yılda yaklaşık 30,000 EUR’dur

Evet, aynen doğrudur. Bu konuda Heidelberg’in Avustralya'da bulunan bağımsız bir kuruluş

ile gerçekleştirdiği bir çalışma mevcut. Yeni jenerasyon CX 104, eski nesil makinelere göre %

29 daha az enerji tüketimi ile aynı adette işi üretebilmektedir. Bu verimliliğe ulaşmamızın üç

ana temel sebebi var. En büyük etmenlerden birincisi makinenin ana motorunun rejeneratif

motor olmasıdır. Ana motor, frenleme anında açığa çıkan enerjiyi makinenin diğer

komponentlerine göndererek makinenin şebekeden çekeceği toplam enerji miktarını

düşürmektedir. Aynı hybrid araçlarda olduğu gibi. İkincisi klasik kompresörlere göre iki kat

daha verimli çalışan turbo radyal fanlı AirStar kompressör sistemi. Ve Üçüncüsü de yüksek

hızlarda daha iyi kurutma sonuçları veren yenilenmiş DryStar kurutucu sistemidir

Selkut Engin: Sevgili Kutay, yaklaşık 10 yılı aşkın bir süredir Heidelberg çatısı altında görev

yapıyorsun, yüzlerce demoya katıldın, onlarca eğitim aldın ve hem yurtiçinde hem de

yurtdışında bir çok kuruluşa da teknik servis tarafında da iştirak ettin. Heidelberg’in kağıt

makinesi olduğuna dair bir şehir efsanesi var. Gerçekten Heidelberg kağıt makinesi midir ?

Kutay Ercan; Açıkçası biz bu laflara sadece gülüyoruz

Heidelberg baskı makineleri soğan zarından 1 mm’ye kadar ki tüm baskı altı malzemelerine

baskı yapabilme kabiliyetine sahiptir. Aslında buna en güzel cevabı da son 10 yılda ulaştığımız

% 74 Pazar payı ile bizleri tercih eden müşterilerimiz vermiştir. Kaldı ki ambalajdaki son dört

yıldaki Pazar payımız da % 95 . Son olarak; Heidelberg sadece kağıt makinesi olsa, dünyanın

önde gelen karton ambalaj üreticilerinin ekranda göreceğiniz konfigürasyonlarının tercihi

olmaz.

Selkut Engin: Hayatımıza otonom sürüş yapan arabalardan sonra otonom baskı’da girdi.

Öncelikle otonom baskı nedir ve CX 104 otonom baskı ile bizlere neler sağlıyor ?

Kutay Ercan; Otonom baskı, sürücüsüz otonom arabalardaki gibi içinde bulunduğu süreçleri

anlık olarak analiz edip, duruma uygun kararlar alınmasını sağlayan bir takım asistan

yazılımlar vasıtası ile hazırlık ve baskı aşamalarının gerçekleştiği işleme denir. Yeni nesil CX

104 ve XL 106 baskı makinemizde yenilenmiş bir yazılımın olduğu yeni bir kumanda masası

var. Bu kumanda masasına gömülü, patenti Heidelberg’de bulunan IntelliStart akıllı başlangıç

yazılımımız mevcut. Günümüz dünyasında A noktasından B noktasına gitmek için navigasyon

kullanma yanımız kalmadı gibi. Navigasyonun bizi en kısa sürede A’dan B’ye götürmek için

gerekli rotayı hesaplaması gibi IntelliStart yazılımı da bir işten diğer işe en kısa sürede en az

maliyet ile geçebilmemiz için makine üzerinde yapılması gereken tüm hazırlık adımlarını

sürekli olarak hesaplar ve bu geçişi otomatik olarak tamamlar. Böylelikle iş geçiş sürelerinde

ustaya olan bağımlılığınızı minimum’a indirmiş olursunuz

Selkut Engin: Renk Ölçüm sistemleri tarafında Heidelberg ne gibi çözümler sunuyor ?

Giriş segmentinde Easy Control’den başlayıp, Inpress’e kadar uzanan geniş bir ürün yelpazesi

var. Bunlardan özellikle Inpress Control, inline ölçüm sistemi olması dolayısı ile hem fireyi

azaltıyor, hem de geçiş sürelerini hızlandırıyor. Ustaya olan bağımlılığı azaltan bir sistem yani

.Yeni nesil makinelerin neredeyse tamamında Inpress Control var. Özellikle hammadde

maliyetlerinin artmasından sonra Inpress Control’ün yatırım dönüş hızı oldukça kısaldı

Selkut Engin: Kameralı kontrol sistemlerine karşı olan üstünlüğü nedir Inpress’in ?

Kameralı sistemler RGB ölçüm yapıyor. RGB sadece densiteyi ölçtüğü için renk değişimlerine

karşı kördür, sürekli olarak Lab ölçüm yapan bir sistem ile desteklenmesi gerekmektedir.

Inpress Control’ün farkı harici bir cihaza ihtiyaç duymadan inline olarak spektral renk ölçümü

yapmasıdır. Örneğin, Sarı basıyorsunuz densite aynı ama renk kirlendi, RGB sistem bunu

anlayamaz. Fakat Inpress Control bunu anında kontrol edip, operatör müdahalesine gerek

kalmadan gerekli düzeltmeyi yapar.

Selkut Engin: Peki Kutay, toparlamam gerekir ise hammadde maliyetleri artıyor ile birlikte

personel ve enerji maliyetleri artıyor. Yeni nesil Heidelberg baskı makineleri ile tabaka başı

maliyetlerimizi nasıl  ?

Enerji verimliliği , Makinenin daha fazla çember iş atabilmesinden dolayı birim tabaka başına

düşen sabit maliyet azalıyor. Makine içerisindeki süreçlerin dijitalleşmesi ve iş akış sistemler

ile desteklenmesi. Inpress Control gibi inline renk ölçüm sistemlerin olması. Makinede ustaya

olan bağımlılığı azaltacak asistan yazılımlar ile donatılmış ve operatör kaynaklı hataları

azaltıyor

 

Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Selkut Engin ve Heidelberg Türkiye prinect

yazılım ürün ve satış müdürü Arda İçyüz soru cevap bölümü,

Selkut Engin: Makinaların mekanik donanımları önemli olduğu kadar bu makinalardaki

yazılımlardan farkı yaratan unsurlar olarak öne çıktı. Otonom baskıdan, tabaka başı

maliyetlerin azaltılmasından ve verimlilikten bahsettik. Peki bütün süreci desteklemek için

Heidelberg’in yazılımsal olarak ne gibi bir çözümü var?

Arda İçyüz; Bildiğiniz üzere Dijitalleşme baskı endüstrisine birçok fırsat sunuyor. Heidelberg

bütün bu fırsatları tek bir sistem altında toplayarak müşterilerimiz için PRINECT’i geliştirdi.

Selkut Engin : Peki Prinect nedir Arda?

Prinect bir matbaada üretim iş akışını organize eder. Böylece maliyetleriniz düşer, üretimde

sürekli yüksek performans ve mükemmel kalite sağlarsınız. Ayrıca matbaanızın üretim

kapasitesini ve kâr marjını da artırırmış olursunuz. Baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası

yazılımlarının tamamının entegrasyonu ile birlikte dokümanın sisteme yüklenmesi den

itibaren matbaa nızdan çıkış sürecine kadar bütün adımları kontrol edip izleyip ve

yönetebileceğiniz bir otonom sistemdir.

Selkut Engin: Prinect iş akış sisteminin temel faydalarından bize kısaca bahseder misin?

Arda İçyüz; Bütün üretim süreci içerisinden saatlik maliyet olarak en pahalı olanı baskı

bölümü olmakla birlikte bütün süreçte zaman ve insan faktörü önemli yer tutuyor. Süreçteki

en kısa zaman da makinadaki üretim. Hem zamanı daha iyi kullanmak hem de insan

faktörünü minimuma indirmek için üretim sürecindeki Prinect bize temas noktalarını

minimuma indirmek için önemli fırsatlar sağlıyor. 

Kısaca daha az insan daha az temas noktası daha az fire anlamına geliyor.

Ekranda görüldüğü üzere Toplam bir işin A’dan Z’ye olan tüm sürecinin %55’ini Prinect ile çok

kısa bir sürede çözebiliriz. Matbaaların kurumsal dönüşüm süreçlerindeki en önemli adımı

üretim iş akışı yazılımına yatırım yapmalarıdır. Prinect, veri yönetimi sayesinde

müşterilerimizin şartlarına uygun olarak, üretim iş akışını şeffaf bir şekilde organize eder ve

neredeyse tüm prosesi otomatikleştirme özelliğine sahiptir.

Selkut Engin: Peki Arda Müşterilerimiz halihazırda öyle ya da böyle bir yazılım

kullanıyorlar. Neden Prinect’i tercih etsinler ve alışkanlıklarını değiştirsinler? Çünkü

alışkanlıkları değiştirmek de kolay olmuyor.

Arda İçyüz; Prinect’in en büyük avantajı matbaa içerisindeki baskı öncesi, baskı ve baskı

sonrası aşamalarının tamamını birbirine entegre ederek ve tek bir arayüz kullanarak tüm bu

prosesleri yönetebilmenizi sağlıyor. Kısacası entegre çalışan sistem temas noktalarını

azaltarak süreçlerin daha hızlı tamamlanmasını sağlıyor. Ayrıca Master Database yapısı ile

çalıştığı için ve her bir kullanıcı aynı havuza erişebiliyor ve kolayca iş takibi yapabiliyor,

böylece bilgi tekrarı ya da bilgi kirliliğinin önüne geçilmiş oluyor. Bu da kullanıcılara daha

planlı ve düzenli bir çalışma alanı vermiş oluyor.

Selkut Engin: Her müşterimiz Heidelberg makinelerine sahip değiller. Farklı makinaları bu

sisteme entegre edebiliyor muyuz?

Tabi ki farklı marka makinalar için entegre çözümlerimiz de bulunmaktadır.

Selkut Engin: Bu yazılıma sahip olması için müşterimizin ne ödemesi gerekiyor. Ödeme

şartları nasıl oluyor?

Arda İçyüz; Müşterilerimizin aylık tükettiği kalıp m2’sine göre yani .tiff tüketimlerine göre bir

ücretlendirme tarifesi mevcut. Müşterilerimiz de aylık olarak bu tutarı ödeyerek Prinect

yazılımını kullanabiliyorlar.  Kısaca kullandığınız kadar ödüyorsunuz. Bu yazılım

Heidelberg’deki arge merkezinde çalışan 100’e yakın yazılımcı tarafından sürekli geliştirilip

güncellenmektedir. Müşterilerimiz diğer programların aksine bu güncellemeler için ayrıca bir

ücret ödemiyorlar.

Selkut Engin: Heidelberg olarak biraz önce de söylediğim gibi baskı öncesi baskı ve baskı

sonrası olmak üzere entegre matbaa çözümleri sunuyoruz. Şimdi de biraz da Baskı sonraki

çözümlerimizden konuşalım. Sevgili Arda baskı sonrası makinalarımızın bahsedebilir misin?

Arda İçyüz ; Tabi Selkut bey, Heidelberg şekilli kesim makinalarında 2014 yılından bu yana

MK ortaklığı ile sürdürmektedir.

• İlk olarak giriş segmenti makinamız Easymatrix ’dan kısaca bahsetmek istiyorum. 75X106

cm maksimum ebat ile düşük yatırım maliyeti ve üstün performans sağlayan makinamız 90

gr’dan 2000 gr’a kadar 7.700 tabaka/saat hızında şekilli kesim ve ayıklama yapabilmektedir.

• Bir sonraki daha gelişmiş makinamız Promatrix , 76x106 cm maksimum ebat ve tam

ayıklama (ayırma) seçeneğine sahip profesyonel şekilli kesim makinesi dır. Promatrix 106

CSB, tam kapasite ile çalışan karton ambalaj işletmelerinde tutarlı bir şekilde performans

gösterecek şekilde tam donanımlıdır.

Kesim hızı CS makinalarda 8.000 tabak/saat’e kadar çıkmaktadır. Heidelberg’in geliştirmiş

olduğu MasterSet optik Register sistemi ile Tabakalar otomatik olarak 3 ayrı kamera

yardımıyla hizalanarak verimlilik üst düzeye çıkarılmıştır.    

 •En gelişmiş ürünümüz ise Mastermatrix CSB’dir. Makinamızın hızı 9.000 tabaka/saat olup

MasterSet standart olarak bulunmaktadır.  Şekilli kesim istasyonu eksantrik milli üzerinde

hareket ederek kesimi en üstün hassasiyette yapmaktadır.

 •Ayrıca gofre, hologram, sıcak yaldız, metalize yüzeylerin kalitesini kontrol eden makinamız

olan Diana Eye Sigara üretimi yapan, ürünün hassasiyetine önem veren global firmalarda

kullanılmaktadır. Avrupa'nın en büyük karton üreticisi 4 adet Mastermatrix , Amerika'nın en

büyük 2. Karton ambalaj üreticisi de 2 adet Mastermatrix almış olup verimli bir şekilde

kullanmaktadırlar. MK Globalde kesimdeki Pazar payı %35 olup bu alanda Pazar lideridir.

Selkut Engin: Peki kutu katlama yapıştırma makinalarının biraz tarihçesinden bahseder

misin?

Arda İçyüz; Jagenberg 1878’de kurulmuş olup 2003’te Heidelberg tarafından alınmış ve MK iş

birliği ile günümüze gelmiştir. 100 yılı aşkın tecrübesi ile şu anda Alman teknolojisiyle ve

mühendisleri ile Slovakya’da üretimi yapılmakta ve Jagenberg mirası devam ettirilmektedir. 

 • Diana Go, karton ambalaj işine giriş için mükemmel bir kutu katlama ve yapıştırma

makinesinden daha fazlasıdır. Makine, özellikle kompakt bir tasarıma sahiptir ve üretim

alanınızda hemen hemen her yerde uygun bir yer bulur. Yaklaşık 9 metre makine uzunluğu

ile az yer kapsamasının yanı sıra, 250 metre/dakikaya (opsiyonel 300 metre/dk) kadar olan

üretim hızı, daha yüksek tirajları işlemek için mükemmeldir. Makine konsepti, düz karton

kutu, dip-kilitli kutu ve zarflar gibi birçok ambalaj türünü küçükten büyüğe doğru

üretebilmenizi sağlar.

•Diana Easy, hızlı ve kullanışlı bir hazırlık süreci, kullanıcı dostu bir tasarım ve en yüksek kalite

standartlarını sunar. 300 metre/dk’ya (opsiyonel 350 metre/dk) kadar maksimum hıza sahip

Diana Easy, 85 cm ve 115 cm formatlarında ve 600 mm’ye kadar karton uzunluğunda çok

çeşitli uygulamaların üstesinden gelmek için mükemmel bir donanıma sahiptir. Düz karton

kutu, dip-kilitli kutu, 4 köşeli ve 6 köşeli kartonları katlamanızı sağlar.

•Diana Smart, katlama kalitesinden ödün vermeyen ve maksimum 600 metre/dk  makine

hızıyla  55, 80 ve 115 cm  çalışma genişliklerinde  çok çeşitli katlanır kartonları işlemek için

mükemmel bir makinedir.  Diana Braille modülü ile birlikte özellikle ilaç ve kozmetik

pazarının en yüksek taleplerini karşılamak için donatılmıştır.

Selkut Engin : Diana  modellerimizi öne çıkaran ve tercih sebebi olmasını sağlayan

özellikler  nelerdir?

1- Hızı, 2 - Sağlamlığı ve uzun yıllar aynı performansta hizmet vermesi., 3 - Kullanım kolaylığı,

yüksek otomasyonu ,4 - Servo motorlarla donatılmış olması.

Selkut Engin: Günümüzde matbaaların önlerindeki en büyük sorunlarından biri kalifiye ve

kalifiye olmayan personel bulmak. Özellikle baskı sonrasında kalifiye olmayan personel

bulmak her geçen gün zorlaşıyor. Heidelberg geçtiğimiz günlerde Diana Smart Packer

ürününü tanıttı. Bu üründen bahseder misin?

Arda İçyüz ;Evet Diana Packer zaten halihazırda vardı. Smart Packer daha ekonomik model

olarak piyasaya sunuldu. Katlanmış ve yapıştırılmış ürünleri çok hızlı bir şekilde paketleme

yapabiliyor. Ekranda da görüldüğü gibi hızı muazzam. Saatte 220.000 kutuya kadar

paketleme kapasitesine sahip. Bu makine sayesinde müşterilerimizin işçi sıkıntısı çektiği şu

dönemde daha az iş gücüne ihtiyaç duymaktadır.

Selkut Engin : Piyasadaki diğer marka makinalarına entegre edebiliyor muyuz?

 Arda İçyüz ; Evet, Smart Packer sektördeki her marka makinaya entegre olabiliyor.

 

Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Selkut Engin ve Heidelberg Türkiye Sarf

malzeme ürünleri ürün ve satış müdürü Furkan Karagöz soru cevap bölümü,

Selkut Engin: Bilindiği üzere Heidelberg’in ürün portföyü içerisinde baskı öncesi CTP

makinaları  ve ofset baskı sarf malzemeleri de bulunmaktadır.

Furkan bey bizlere sarf malzeme ekibimizle ilgili bilgi verir misin?

Furkan Karagöz; Sarf malzeme departmanı olarak 5 kişilik saha satış ekibimiz, 1 teknik destek

uzmanımız, 1 satış destek uzmanımız, 2 lojistik ve Satınalma uzmanımız bulunmaktadır.

İstanbul’da bulunan 2500 metrekarelik merkez depomuzun yanı sıra Ankara ve İzmir’de de

yine depolarımız bulunmaktadır. Depolarımızdaki personelle birlikte toplam 15 kişilik bir ekip

ile tüm ülkeye hizmet vermekteyiz.

Selkut Engin: Peki Furkan bir şey sormak istiyorum. Bizim CTP’lerimizi öne çıkaran

özelliklerden bahseder misiniz? Neden müşterilerimiz bizim CTP’lerimizi tercih etmeli?

Furkan Karagöz; Heidelberg 50-70 ve 70-100 ebatlarında CTP üretimi yapan bir üreticidir. 

CTP’ lerimizin en önemli özelliği yüksek teknolojik özelliğe sahip Almanya fabrikamızda

üretilmektedir. Bir diğer özelliğimiz de Heidelberg Saphira marka kalıbın kullanılması

durumunda 10 yıla varan lazer kafa garantisi sunabiliyoruz. Bir diğer önemli özelliğimizde

CTP’lerimizde akıllı diyot sistemi bulunmaktadır. Bu sistemde lazer kafaların içerisinde

bulunan diyotlar kontrolü akıllı diyot yazılımıyla yapılmaktadır. Örnek olarak 1 tane diyot

bozulduğunda herhangi bir değişim için beklemenize gerek olmuyor. O diyotun yerine akıllı

yazılımımız sayesinde etrafındaki diyotlar devreye girerek lazer kafanın gücünde bir azalma

meydana gelmesinin önüne geçiyor. Bu şekilde üretim duruşu ve beklemeler olmuyor.

Selkut Engin: Heidelberg Türkiye için Sarf malzeme ürünleri içerisinde kalıp önemli bir

ürün.  Kalıp işinde ne kadarlık bir büyüklüğe sahibiz? Biraz bahsedebilir misin?

Furkan Karagöz; Kalıp işinde geçen yıl 3.000.000 metrekarelik bir satış gerçekleştirdik. Bir

önceki yıla göre %25’lik bir büyüme oldu. Bu yıl da geçen yıla göre Yüzde 15’lik bir büyüme ile

gidiyoruz. Ekibimizin desteği ve siz müşterilerimizin bize göstermiş oldukları teveccüh ile sarf

malzemesi işimiz de son 2 yıl içinde % 45 düzeyinde bir büyüdü

Selkut Engin: Kalıp dışında sarf malzeme olarak çözümlerimiz nelerdir?

Furkan Karagöz; Sarf malzeme ürün portföyümüzde ofset baskıda kullanılan mürekkep,

blanket, baskı odası kimyasalları, baskı öncesi kimyasalları, dispersiyon laklar ve UV laklar,

merdaneler, hazne folyoları, lama kesim bıçakları ve flekso baskı klişeleri bulunmaktadır. Bizi

burada farklılaştıran yönümüz müşterilerimiz bizim ile çalışmaya başladıklarında tüm sarf

malzemelerini tek bir tedarikçiden almanın avantajını yaşayacaklar. Biz bu konuda bir çözüm

ortağı olarak faaliyet gösteriyoruz. Ürünlerin birbirleriyle olan uyumları ve teknik konularda

iyi bir teknik destek almanın avantajını kullanıyorlar. Bunun ile birlikte geniş bir ürün

portföyüne tek elden rahatlıkla erişimlerini sağlamış olacaklar.

 

Selkut Engin: Peki sarf malzeme konusunda çalışma şekliniz nasıl? Bizi farklı kılan

özelliklerimiz nelerdir?

Furkan Karagöz; Bizler sarf malzeme alanında 20 yılın üzerinde bir deneyime sahip global

olarak geniş ve alternatifli bir tedarikçi ağına sahip bir firmayız. Hepinizin hatırlayacağı üzere

Pandemi oyunun kurallarını değiştirdi, tedarik zincirinin kırıldığı zamanlar, ürün bulunamayan

zamanlar oldu. Biz müşterilerimize partner olmayı tam anlamıyla bir çözüm ortağı olmayı çok

önemsiyoruz.  Anlaşma yaptığımız her müşteri için müşterinin kullanım miktarlarına göre

belirli bir miktar stok tutarak çalışıyoruz. Bunun yanı sıra birçok farklı tedarikçi ile de çalışarak

oluşabilecek tedarik sıkıntılarının da önüne geçmiş oluyoruz. Bizim buradaki iş modelimiz

Saphira markamız ile global birçok üretici ile çalışarak kendi ürünlerimizi onlara ürettiriyoruz.

Böylece müşterilerimize rekabetçi fiyatlar sunabiliyoruz. Sarf malzeme alanında kalıp,

kimyasal ve mürekkep üreticilerinin globaldeki en büyük müşterisiyiz.

Selkut Engin: Peki CTP konusunda finansman çözümleriniz var mıdır?

Furkan Karagöz; Bizim sarf malzeme olarak birçok farklı çözüm ve iş modelimiz bulunmakta.

Bunlardan bir tanesi CTP finansmanı konusu dediğimiz fire to click iş modelimiz. Bu modelde

belli bir kalıp ve sarf malzeme tüketimi olan matbaalarımıza bunların tüketimi karşılığında

CTP anlaşması yapabiliyoruz. Buna benzer birçok malzemeyi yine bu tarz bundle anlaşmaları

yaparak esnek finansman çözümlerimiz bulunmaktadır.

Selkut Engin: Peki bu iş modelimizle kaç adet CTP satışımız oldu?

Furkan Karagöz; Bu yöntemle toplam 36 adet CTP satışı gerçekleştirdik. Bu CTP’ler şu anda

piyasada başarılı şekilde çalışmakta.

 

Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Selkut Engin ve Heidelberg Türkiye Yönetim

kurulu üyesi Siyami Selim soru cevap bölümü,

Selkut Engin: Bu ana kadar anlatılan tüm ürünlerimizin merkezinde Servis var. Bizim

sattıklarımızın dışında, piyasada satılan onlarca ikinci el makine var. Nasıl bir

organizasyonla Servis Faaliyetlerini yürütüyoruz?

Siyami Selim; Heidelberg Türkiye ekibi, Metro döneminden beri süre gelen, çok kuvvetli bir

yapıya sahip. İstanbul dışında Ankara ve İzmir’de yerleşik ekiplerimiz var. Yaptığımız işe

alımlarla sayımız 43’e ulaştı. Hizmetlerin sürekliliği bizim için olmazsa olmazlardan. Teknik bir

elemanın istediğiniz düzeye gelmesi yıllar alıyor. Aramıza katılan arkadaşlarımızın

entegrasyonu, mevcut ekibimizin devamlılığı, yetkinliklerinin artırılması bizim için çok önemli

konular. Yurtdışındaki eğitim merkezimizde düzenlenen eğitim programlarına yoğun katılım

sağlıyoruz. Bu eğitimlere 150.000 Euro gibi bir bütçe ayırıyoruz. Servis işinde usta-çırak

ilişkisini de çok önemsiyoruz.  Tecrübeli arkadaşlarımızla, aramıza yeni katılanları

harmanlıyoruz. Tüm müşterilerimizin beklentisi hem kaliteli, hem hızlı, hem de ucuz servis.

İlk ikisini en üst düzeyde yerine getirip, öngörülebilir maliyetlerde hizmet vermeyi

hedefliyoruz. Erişilebilir olmak, ihtiyaca 7/24 cevap verebilmek çok önemli. Tüm bunları

yapabildiğimize inanıyorum. Servisteki memnuniyetsizlikten dolayı marka değiştiren

müşterimiz olmadı, hatta tam tersini son yıllarda artan şekilde yaşıyoruz.

 

Selkut Engin: Yedek parça hizmetlerimizden bahseder misin?

Siyami Selim; İstanbul’da kritik parçaları stokladığımız depomuz mevcut. Yedek parçada,

müşterilerimize maliyet yansıtma dığımız konsolide sipariş sistemimiz var.  Bir de acil

durumlarda parçayı fabrikadan 24 saat içinde yükleterek Türkiye gümrüğüne getirebiliyoruz.

Burada kritik konu parçanın gümrük işlemleri, ne yazık ki yasal prosedürler bazen elimizde

olmadan teslimat sürecini uzatabiliyor.

Selkut Engin: Son birkaç senede onlarca makine satıldı. Kapıda kalan, kurulmadan bekleyen

makinemiz oldu mu?

Siyami Selim; Ne mutlu bize ki, pandemi dönemi de dahil olmak üzere tüm makinelerimizi

gecikmeden başarı ile kurduk. Makinelerin tamamına yakınını kendi ekibimizle kuruyoruz.

Yurtdışından destek aldığımız çok az sayıda kurulum işi vardır.  

Selkut Engin: Sahada çalışan sayısının fazla olması tüm problemleri çözüyor mu?

Siyami Selim; Bu çok doğru bir soru. Hem Makineler hem de müşterilerimizin işleri günden

güne daha kompleks hale geliyor. Bu nedenle, sahada çalışan ekipleri destekleyen masa başı

birimlerimiz var. Heidelberg’in 170 ülkede faaliyet gösteren bir organizasyonu ve merkezde

bu ekiplere destek veren çok kuvvetli ekipleri var. Tüm dünya’da standart hale gelmiş

eskalasyon süreçlerimiz bulunuyor. Uzmanlık gereksinimine göre konular üst ya da ilgili

birime iletiliyor. Tabi burada önemli olan süreçlerin uzamaması, bunu da bir çok KPI’la

ölçüyoruz.  Örneğin arızanın ilk müdahalede Uzaktan bağlantı ile çözülme oranı, Ortalama

arıza çözme süresi, bir arızaya ilk müdahale süresi gibi ölçümlediğimiz birçok parametre var.

Bazı karmaşık problemlerde baskı öncesi, baskı, mekanik ve elektrik birimlerinin birlikte

hareket etmesi gerekiyor. Heidelberg Türkiye olarak bu yetkinliğe sahibiz. 

Selkut Engin: Servis Hizmetlerinden ne anlamalıyız?

Servis Hizmetlerini iki başlık altında topluyoruz. Klasik Teknik Servis Hizmetleri ve Performans

Servisleri. Teknik Servis Hizmetleri; Kurulum, Bakım, Tamir, Remote destek, Yedek Parça,

Revizyon, Makine Taşıma gibi hizmetler. Performans Servislerini de Renk Yönetimi,  Matbaa

Planlama, Performans Hizmetleri, Eğitimler,  makinede olmayan sonradan ilave edilebilecek

performans artırıcı upgradeler. Farklı içeriklerde Servis Anlaşmalarımız var. Anlaşmalı

müşterilerimizde yedek parça indirimlerimiz mevcut. Global ve Türkiye’deki Matbaaların

ihtiyaçları doğrultusunda kampanyalar düzenliyoruz. Müşterilerimizin bu kampanyaları

yakından takip etmelerini rica ediyorum zira çok katma değerli ürünler sınırlı süre ile fiyat

avantajları ile birlikte sunuluyor.  Burada bir parantez de Performans Artırmaya dönük

Danışmanlık Hizmetleri için açalım. Bu çalışmaları Almanya'daki uzman ekibimizin desteğiyle

gerçekleştiriyoruz. Matbaadaki Potansiyel Analizi ile süreç başlıyor. İlgili fabrika çalışanlarının

sürece dahil olduğu ve sahiplendiği bir modelimiz var.  Uygulanan yalın çalışma metodları ile,

sürekli ölçüm ve yapılan auditlerle sürdürülebilir performans hedeflerine birlikte ulaşıyoruz.

Selkut Engin: Heidelberg dünya üzerindeki 3000’den fazla makineden sürekli veri topluyor.

Bu veriler nasıl kullanılıyor? Hangi hizmetlere dönüştürülüyor? Dijitalleşme bu işin

neresinde?

Siyami Selim; Dijitalleşme, Servisle ilgili yapılacak tüm altyapı yatırımlarında karar alma

süreçleri içinde, birinci derecede rol oynuyor. Bu alanda çok kapsamlı projeler yürütülüyor.

Tüm çalışmaların temelinde makinelerden sürekli olarak verilerin alınması ve işlenmesi

yatıyor.

 Şu anda makineden anormal bir veri alındığında, bu veriyi masada analiz edip, sorunu tespit

eden, gerekirse müdahale eden ya da ilgili teknisyeni yönlendiren teknik uzmanlar var. Biz de

Türkiye’de kendi ekibimizi oluşturduk, önümüzdeki aylarda bunun lansmanını yapacağız. Yeni

çalışmalarla toplanan büyük veriden faydalanarak, yapay zeka destekli, kendi kendine

öğrenme yetkinliğine sahip ileri algoritmalarla, arızayı oluşmadan tespit etmeyi hedefliyoruz.

Verilen Remote Servis Hizmetlerini başka bir boyuta taşındı. Yapılan Anlaşmalarla 7/24

Küresel Uzman Ağı’ndan faydalanabiliyorsunuz.  Remote Sözleşme, sadece telefonla uzman

desteği ya da makinelere uzaktan bağlantı desteğini içermiyor. Merkezden doğrudan bir

uzmanla makine başında ‘Visual Gözlüklerle’ video destekli görüşme yapılabiliyor. Makinenin

Kumanda Masası’ndaki e-call özelliği ile doğrudan destek talebinde buluna biliyorsunuz. Bu

hizmetlerden daha verimli bir şekilde faydalanabilmek adına Matbaalara tavsiyemiz,

yurtdışı’ndaki uzman ekiplerle iletişim için, yabancı dil yetkinliği olan ekiplere yatırım

yapmaları yönünde olacak. Bunun dışında portallarda operatörler için on-line eğitim videoları

mevcut. Makine durum raporlarını görebildiğiniz programlar mevcut. Opsiyonel 

‘Performans Paketi’ ile  makinenizin performans verilerini inceleyip, makinenizin

performansını sektördeki başka makinelerle karşılaştırabiliyorsunuz. Heidelberg Türkiye

olarak, bu hizmetleri gerçekleştirebilmek adına gerekli altyapı ve insan kaynağına sürekli

yatırımlarımızı yapıyoruz. Bu nedenle yatırım kararları verilirken, Satış Sonrası Hizmetler’in

yetkinliği, sürekliliği hatta üretici firmanın verebildiği destek ciddi anlamda sorgulanmalı.

bottom of page