Soletex Genel Müdürü Mehmet Efe:‘’ Her yıl olduğu gibi, bu yıl da Sign Fuarında katılımcı olarak yerimizi alacağız.’’
Uzun bir aradan sonra Çin’de düzenlenen reklam fuarını takip ettiniz. Fuarla ilgili bir değerlendirmenizi alabilir miyiz? Fuarı genel olarak nasıl buldunuz?
Bu seyahat benim için daha da uzun oldu. On yıl önce Çin'e gitmiştim. On yıl sonra gittiğim ilk Çin fuarı ziyaretiydi. Çin'in bu süre içinde çok değiştiğini ve geliştiğini gördüm. Gerçekten çok ciddi bir mesafe kat etmişler. Fuar açısından baktığımda tam tersine bir durum gördüm. Daha önce global bir fuar iken şimdi daha çok yerel bir fuara doğru dönüşmüş. Eskiden daha çok yabancı ziyaretçi varken şimdi biraz daha azalmıştı. Genel anlamda büyük ama lokal bir fuar olduğu izlenimine kapıldım.
Geçmiş yıllardaki fuara göre bu seneki fuarın daha başarılı ve güzel olduğunu söylenebilir mi? Uzakdoğu fuarı olmasına rağmen Avrupa ülkelerinden de katılım ve ziyaret oldu mu?
Dediğim gibi eskiden yabancı ziyaretçi sayısı çok daha fazlayken şimdi biraz daha azalmıştı. Fuar olarak büyük bir fuar. Yaklaşık beş ya da altı holden oluşuyordu. Katılımcı firma sayısı çok. Genellikle Çinli firmalara, dışarıdan yabancı katılımcı yok. Yabancı ziyaretçi sayısında da bir düşüş olduğunu düşünüyorum.
Fuardaki ziyaretçi ve katılımcı yoğunluğunu nasıl buldunuz? Fuarda dikkatinizi çeken ürün ve teknolojiler oldu mu? Daha çok hangi konular ön plandaydı?
Fuarda dijital baskı makineleri en çok dikkatimi çeken konu oldu. O konuda bayağı bir gelişim kaydetmişler. Çok güzel ve farklı tekniklerde baskı yapan dijital makineler ilgimi çekti. Özellikle çift taraflı baskı yapan yeni bir teknoloji çıkarmışlar. Benim en çok ilgimi çeken konulardan birisi buydu. Dijital baskı makinesi haricinde de zaten materyal konusunda çok iyiler. Çok spesifik olarak öne çıkan bir ürün dikkatimi çekmedi. Ama şimdiye kadar klasik kullanılan malzemelerde üretici sayısı artmış. Alternatifler çoğalmış. Fiyatlar daha rekabetçi hale gelmiş. Gördüğüm şeyler genelde bunlar oldu.
Firmanız adına ne tür çalışmalar gerçekleştirdiniz? Yeni ürün noktasında sunacağınız yenilikler olacak mı?
Tabii ki, firmamız adına yaptığımız iş gereği daha çok tekstil firmalarıyla görüştüm. Orada piyasayı, ürünleri ve rakiplerimizi kontrol etmek için gittim. Özellikle backlit kumaşlarda süblime baskı konusu öne çıktı. Piyasada yaygın olarak kullanılan UV ve Latex Backlit kumaşlarına alternatif, Süblime baskıya uygun yeni Backlit kumaşlara doğru bir geçiş olduğunu tespit ettim. Bu kumaşların avantajı, boya maliyeti düşük, katlanabilir (crease free), kırışmaz ve su bazlı boya kullanıldığı için kokusuz ve sağlığa zararlı madde içermiyor. Önümüzdeki dönemde bu kumaşların talep göreceğini düşünüyorum. Burada bizim de yeni bir ürünümüz var. Dokuma, hafif streç, çift tarafa esneyebilen ve direkt ve transfer baskıya uygun bir yeni backlit çıkardık. Yeni ürün olarak da piyasaya kısa zamanda sunmayı planlıyoruz.
Türkiye temsilcisi olduğunuz markalarda yaşanan gelişmelerden bahseder misiniz?
Biz üretici olduğumuz için herhangi bir ithal malı temsilciliği yapmıyoruz. Kendi ürünlerimizi yapıyoruz. Dolayısıyla temsilcisi olduğumuz bir markaya da ürün yok.
Ülkemizde de Eylül ayında gerçekleştirilecek SIGN İstanbul Fuarı yaklaşıyor. Bu noktada hazırlıklara başladınız mı?
Tabii ki, Eylül ayındaki fuar için şu anda çalışmalarımız devam ediyor. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da katılımımız olacak. Özellikle dekorasyonla ilgili kumaşlarımızı ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. Reklam haricinde dijital baskı, şimdi home decoration dediğimiz ev tekstili tarafına doğru da kaymaya başladı. Biz uygun süblimasyon baskıya ve transfer baskıya uygun dekorasyon kumaşları üretiyor ve bunları tanıtmaya çalışıyoruz.
Son olarak sektöre vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Evet, sektörümüz hareketli ve güzel bir sektördür. Ve üretmeye, yeniliklere de çok açık bir sektör. Ancak, Çin'e gittiğimde gördüğüm şey, bunun sadece iç piyasa için değil, sekiz milyar insan için olduğuydu. Dünya için üretmemiz gerektiğini orada net bir şekilde gördüm. Çünkü tüm dünyaya ürettiğiniz zaman hacim ve volüm yakalamış oluyorsunuz. On yıl içerisinde sektörümüzdeki firmalarda da çok hızlı bir büyüme gözlemledim. Ölçek ekonomisi oluşturmaya başlamışlar. Dolayısıyla biz bir şey üretirken veya ticaretini yaparken sadece iç piyasaya odaklanmak yerine tüm dünyaya odaklanmamız gerektiğini bir kez daha gördüm. Sektörümüzdeki firmalara naçizane tavsiyem, yaptıkları ürünleri dünya genelinde pazarlamaları yönünde olacaktır
Comments